Uygulamada ESG olarak yerleşen bu terim, İngilizce “Environmental, Social and Governance” ibaresinin baş harflerinin kısaltılmış halidir.
Post from category:
Tasarımın Dışlayıcılığı ve Kapsayıcılığı
Bir varmış bir yokmuş… Bir gün tilki ile leylek arkadaş olmuşlar. Tilki arkadaşı leyleği evine davet etmiş ve tabi masal dünyasının etik-dışı karakteri ile bilinen tilki bir kurnazlık düşünmeden edememiş. Evinde leylek için hazırladığı çorbayı servis ederken düz bir tabak tercih etmiş. Etmiş etmesine ama leylek o uzun gagasıyla o düz tabaktan nasıl yesin? Aç kalmış elbette. Etme bulma dünyası leylek de bunun karşılığını vermiş. Tilkiyi yemeğe çağırmış ve davete aç gelen tilkiye hazırladığı yemeği yalnız kendi gagasının sığacağı ince uzun bir kapta sunmuş. Sonuçta tilki de aç kalmış.
- Mart, 3
- 193
- INmagazine, INmagazine Yazıları
- More
Türk Şirketlerinin Etik ve Uyum Risklerine Yaklaşımı: 3 Soruda Bir Kaç İpucu!
Etik ve uyum, şirketler dünyasının temel konuları haline geldi bile. Bu hızlı gelişmede, çokuluslu şirketler başı çekerken, Türk şirketlerinde de belirgin bir hareketlenme gözleniyor. Peki bu işe yeni başlayacak kurumlar için giriş kapısı nedir? İşte üç soruda temel ipuçları…
- Şubat, 17
- 264
- INmagazine, INmagazine Yazıları
- More
Kurumsal Yönetim, İç Kontrol ve Etik Üçgeninde Şirketlerde Çıkar Çatışmalarının Yönetimi
Literatürde menfaat çatışması olarak da adlandırılan çıkar çatışması, bir kişinin kendi çıkarı ile hukuki ilişki içinde olduğu bir başkasının çıkarının ya da hukuki ilişki içinde olduğu iki ya da daha fazla kişinin her birinin diğeri ile olan çıkarlarının karşı karşıya gelmesidir[1].
- Ocak, 20
- 373
- Genel, INmagazine, INmagazine Yazıları
- More
BİR ETİK VE UYUM YÖNETİCİSİNİN GÖZLÜĞÜ: ŞÜPHE VE İHTİYAT
Birçok organizasyonda Etik ve Uyum Yöneticilerinin sorumluluk alanına şirket içi soruşturmalar girmektedir. İç soruşturmalar başlı başına önemli ve deneyim gerektiren bir alandır. Bir iç soruşturmaya başlama kararının alınması, icrası ve sonuca ulaştırılması hassas ve disiplinli bir çalışmayı gerektirir.
REKABET KURULU KARARLARI IŞIĞINDA ÇALIŞANLARIN KİŞİSEL DİJİTAL VERİLERİNİN İNCELENMESİ
Anayasa Mahkemesi (“AYM”) son birkaç yılda verdiği kararlarda, saydığı ön şartların varlığı halinde, işverenlerin çalışanlarının kurumsal e-posta yazışmalarını incelemesinin kişisel veri ihlali ve anayasal hak ihlali olarak değerlendirilemeyeceği yönünde bir içtihat oluşturmuştu. Kişisel yazışmaların incelenmesi konusunun kamu ayağında ise yakın zamanda Rekabet Kurulu’nun (“Kurul”) imza attığı bazı kararlar; teşebbüslerin çalışan ve yetkililerinin dijital verilerinin ne denli inceleme konusu edilebileceğine ilişkin dikkatleri üzerine çekti. Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) yerinde inceleme yetkisinin kapsamında teşebbüs çalışanlarının e-posta ve WhatsApp yazışmalarının ayrıntılı incelemeye tabi tutulabileceği zaten biliniyordu, ancak Kurul, Unmaş Unlu Mamuller Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“Unmaş”) (Rekabet Kurulu, 20.05.2021, 21-26/327-152), Çiçek Sepeti İnternet Hizmetleri A.Ş. (“Çiçek Sepeti”) (Rekabet Kurulu, 27.05.2021, 21-27/354-173) ve Doğuş Planet Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri A.Ş. (“N11”) (Rekabet Kurulu, 27.05.2021, 21-27/354-172) hakkında verdiği son kararlarda bu inceleme yetkisini bir adım öteye taşıdı. Kurum daha önceleri, yalnızca teşebbüse ait olan veya şirket hattı ile kullanılmakta olan cep telefonlarını inceleyebiliyorken artık inceleme yetkisini kişisel cep telefonlarındaki yazışmalara kadar genişletti.
Üçüncü Taraflardan Kaynaklanan Rüşvet Risklerinin Yönetiminde, “Uyuma Olanak Sağlayan Ortam”
Üçüncü taraf rüşvet risklerini uluslararası mevzuat ve etik ve uyum süreçleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir şirketin, öncelikle iç sorunlarını çözerek bu riskleri yönetebilecek uygun bir ortamı yaratması gerekmektedir.
WHISTLEBLOWING DİREKTİFİ: GLOBAL ŞİRKETLER İÇİN YENİ BİR UYUM SÜRECİ BAŞLIYOR
GİRİŞ
Son günlerde gerek ulusal gerekse de uluslararası şirketlerin birçoğunda arka arkaya gündeme gelen kurumsal skandallar ile “Whistleblowing Direktifi” olarak duyduğumuz 2019/1937 sayılı Avrupa Birliği Bildirim Yapanların Korunması Direktifi (“Direktif”) [1] giderek şirketlerin uyum konusundaki ana gündem maddelerinden biri haline gelmektedir. 16 Aralık 2019 tarihinde yürürlüğe giren Direktifin nihai hedefleri arasında kurumsal şirketler bünyesinde dengeli bir sistem kurulması, bildirim kanalları için asgari standartların belirlenmesi ve bildirici olacak kişilerin misilleme ve kötü muameleye karşı korunması olsa da bu Direktifin mevcut yasal düzenlemelerin uygulamasını güçlendirmeye hizmet edeceği de şüphesizdir.
DİREKTİFİN KAPSAMI VE KORUMA ŞARTLARI
- Aralık, 16
- 572
- EB | Whistleblower, Genel
- More
Sıemens and the European Investment Bank: Fosterıng ıntegrıty through Collectıve Actıon and constructıve settlements
You can read the article written by Bernard O’Donnell and Sabine Zindera about the success of Siemens Integrity Initiative-funded Collective Action projects (which also includes TEİD) from Basel Institute on Governance blog.
A guest blog by Bernard O’Donnell, Head of Fraud Investigations at the European Investment Bank (EIB), and Sabine Zindera, Vice President, Legal and Compliance at Siemens AG and head of the Siemens Integrity Initiative.
Dağ fare doğurmadı ama…
COP 26 sonuçlandı ama…
Sonuçları itibariyle “ne kadar içimize sindi?” bir ara başlık olarak duruyor ortada.
Evet, başta ormanların korunması, fosil yakıtlar, kömür, metan gazından kaynaklı temel sorunlarla ilgili hararetli ve “umut verici” konuşmalar yapıldı ama…
Hindistan, Çin, ABD, Avustralya, İngiltere, Rusya gibi “ana kirleticiler” veya “iklim krizinin müsebbiplerinin temsilcileri daha önceki COP’larda olduğu gibi bir kenarda uslu çocuk kıvamında “mırıldanmadılar” ama…
Para musluklarının başında oturanların olan bitene seyirci kalmayacakları ve başta temiz enerji olmak üzere 2030 ve 2050 hedeflerine yönelik alanların finansmanının bir öncelik olacağı açıklandı ama…