Genel

ALMANYA, İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ ÖNLEMEYE ODAKLANAN TEDARİK ZİNCİRİ KANUNUNU ONAYLADI

Geçmiş Durum

Alman hükümetinin 2016 yılında yayınladığı Birleşmiş Milletler İş ve İnsan Hakları Rehber İlkelerinin Uygulanmasına Yönelik Ulusal Eylem Planı (“UEP”) ile başlayan uzun bir yolculuğun ve takip eden yıllardaki birçok uygulamanın ardından, Tedarik Zincirlerinde Şirket Özenli İnceleme Yükümlülüklerine İlişkin Federal Kanun (“Alman Tedarik Zinciri Kanunu”) Alman parlamentosu tarafından 11 Haziran 2021’de onaylandı.

1 Ocak 2023 tarihinden itibaren yürürlüğe girdikten sonra şirketlerin Alman Tedarik Zinciri Yasası’nın belirlediği standartları benimsemesi gerekmektedir. Kanun, Alman şirketlerinin tedarikçilerinin de insan hakları ihlallerini önlemeyi amaçlamaktadır.

Hangi şirketler etkilenecek?

3.000’den fazla çalışanı olan şirketler, Alman Tedarik Zinciri Kanunu kapsamında özenli inceleme (due diligence) yükümlülüklerine uymak zorundadır. Sayının Almanya’daki veya Almanya dışındaki çalışanları kapsadığının altı çizilmelidir. Ek olarak, yabancı şirketlerin Alman iştirakleri de Kanun kapsamındadır. Ayrıca, 1.000’den fazla çalışanı olan şirketler, 1 Ocak 2024’ten itibaren yeni yükümlülüklere uymak zorundadır.

Ayrıca, bu Kanun kapsamındaki şirketler, kanunun gereklerini doğrudan tedarikçilerine uygulamakla yükümlüdür. Alman şirketlerinin herhangi bir insan hakları ihlali tespit etmesi halinde dolaylı tedarikçinin de kanun kapsamında olacağının altı çizilmelidir. Böylece tedarik zincirinin herhangi bir kademesinde Alman şirketleri ile ilişki kuran Türk şirketleri, Kanun’da belirtilen şartlar çerçevesine girecektir.

Kanunda yer alan yükümlülükler nelerdir?

Şirketler, ticari faaliyetlerini yasal olarak güvenli ve insani bir şekilde sürdürmek için tedarik zincirinin her seviyesinde Alman Tedarik Zinciri Kanununa uygun hareket eden tedarikçilerle ilişkiler yürütmelidir. Kanuna göre;

  • şirketler tüm tedarik zincirleri boyunca insan haklarına saygı göstermekle yükümlüdürler.
  • şirketler, şikayet mekanizmaları kurmalı ve özenli inceleme faaliyetlerini düzenli aralıklarla raporlamalıdır,
  • şirketlerin tedarik zincirleri süreçlerinde insan hakları risklerini değerlendirmeleri ve buna göre önleyici ve düzeltici tedbirler almaları gerekmektedir,
  • şirketler, özellikle küresel üretim süreçlerinde zararlı kimyasal kullanımının önlenmesi ile ilgili çevresel özenli inceleme yükümlülüklerine uymalıdır.

Herhangi bir ihlal durumunda, yıllık cirosu 400 milyon Euro’nun üzerinde olan şirketler için, şirketlere yıllık küresel cirolarının %2’sine kadar para cezası uygulanması söz konusu olacaktır.

Ayrıca, yükümlülüklerin ihlali, şirketlerin kamu ihalelerinden men edilmelerine neden olabilir.

Şirketler, Kanun kapsamında yaklaşan özenli inceleme standartlarına nasıl uyum sağlayabilir?

1 Ocak 2023’e kadar, yaklaşık bir buçuk yıllık bir geçiş döneminin varlığı, şirketlerin faaliyetlerini yeni yükümlülüklere uymalarına olanak tanıyacaktır. Hukuki, finansal riskler ve itibar risklerini yönetmek için şirketler şunları yapabilir:

  • Sözleşmelere, politikalara ve stratejik planlara insan hakları uyumluluğunu dahil etmek.
  • İnsan hakları etki değerlendirmesi yapmak ve gerekli önlemleri almak, İnsan hakları ve çevresel özenli incelemeyi şirket içinde ve üçüncü taraf risk yönetimi sürecine dahil etmek.
  • Şirket içinde ve üçüncü taraflarda insan hakları ve çevreye uyum bilinci için eğitimleri ve iletişimi teşvik etmek.
  • Şikayet mekanizmalarını ve bildirim programlarını gözden geçirip ve güçlendirmek.
  • Üçüncü taraf risk analizlerini güncellemek ve süreci etkin yönetmek için üst yönetimin desteğiyle adımlar atmak.

Sonuç

Alman Tedarik Zinciri Kanunu kapsamında şirketler, insan hakları ihlallerini önlemek için yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Firmaların standartlara uymamalarının kaçınılmaz olarak ilgili sektördeki diğer firmalarla rekabet edememelerine yol açacağını kabul etmeleri önemlidir. Ayrıca şirketler, finansal riskler ve itibar risklerini önlemek için uyum programlarını uygulamalıdır. İlgili kanun sadece Alman şirketleri değil; kapsamdaki şirketlerin, Türkiye dahil tüm dünyadaki tedarikçilerini ve iş yapış biçimlerini de etkileyecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazı: Av. Altuğ Özgün TEİD Yönetim Kurulu Üyesi, Çetinkaya Avukatlık Bürosu – Stj. Av. Ayşe Anaeli, Çetinkaya Avukatlık Bürosu

Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.