Günümüzde teknolojideki hızlı gelişmeler sonucunda veri, çağın yeni değeri haline gelmiş ve gerek büyük ölçekte ülkelerin gerekse de iş hayatındaki pek çok kurumun yıllardır süregelen politikalarında birtakım değişikliklere gitmelerini zorunlu hale getirmiştir.
Kolaylaşan veri akışı ile beraber gittikçe ticarileşen internet ise veri koruma hususunda ulusal ve uluslararası düzenlemeler yapılmasını mecburi kılmıştır. Bu bağlamda 7 Nisan 2016’da ülkemizde 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve 25 Mayıs 2018’de de Avrupa Veri Koruma Tüzüğü (General Data Protection Regulation) yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Tüzük ve Kanunun temelleri yıllar öncesine dayanmasına karşın yaptırım gücü olan düzenlemelere dönüşmeleri ancak son 2 yıl içerisinde mümkün olmuştur. Bu durumun temel nedeni, başlangıçta da açıklanmış olduğu üzere gerek internet gerekse gelişmeye hızla devam eden akıllı nesneler vasıtasıyla verilerin son yıllarda artan kullanımı sonucunda kişilerin mahremiyetinin korunması ihtiyacıdır.