Deprem öldürmez bina öldürür. 1999 Marmara Depremi’nden beri ezberlediğimiz bu cümleyi acaba “deprem öldürmez yolsuzluk öldürür” diye değiştirebilir miyiz? Depremleri önceden tahmin edemediğimize ve önleyemediğimize göre depremlerin etkilerini azaltmaktan başka çaremiz var mı?
Post from category:
Fil Hikayesi
Polonyalı ünlü yazar Slawomir Mrozek’in bir fil hakkındaki kısa hikayesi bize güven, hakikat ile algılanan arasındaki karmaşık ilişkileri gösterir.
Michael’s Critique Of Pragmatical Reason IV: Ethical Fading Part II – Recognizing Ethical Fading
Recognizing Ethical Fading
So what are we to do as Ethics & Compliance Professionals? What are signs (red flags) to alert us that Ethical Fading might be at work? And what could we and others in the organization do once we recognize some?
Michael’s Critique of Pragmatical Reason IV: Ethical Fading – the hidden erosive force on Integrity Culture – Part I
Introduction
The focus on effective Ethics and Compliance Programs based on values and principles has been steadily increasing in the past years. “To prosper over time, every company must not only deliver financial performance, but also show how it makes a positive contribution to society. Companies must benefit all of their stakeholders”, wrote BlackRock CEO Larry Fink in a letter to CEOs of public companies in January 2018. Culture has been identified as a crucial cornerstone of effective Ethics & Compliance programs. PwC chairman Bob Moritz has called committing to a common purpose, a shared set of values and behaviors, and driving them through organizations is “perhaps the most important job CEOs … can do to contribute meaningfully to social progress, as well as business results.”
TEİD KURUMSAL ÜYE RÖPORTAJLARI NO:3
Varlıklarıyla derneğimize katkı sağlayan değerli kurumsal üyelerimizi daha yakından tanımak için sözü onlara bırakıyoruz! Kurumsal üye röportajlarımızın bu sefer konuğu Paksoy Ortak Avukat Bürosu’ndan Sn.Av. Begüm Nişli. Kendisine katılımından dolayı çok teşekkür ediyoruz.
Vaka: Jodie Brooks
Jodie Brooks’a 15. yaş gününde taşınabilir bir MP3 çalar hediye edildi. Tipik olarak bu aygıtlar kulak içine takılan tip kulaklıklar aracılığıyla müzik çalabilen küçük veri kaydedicileridir. Kulak üzerine uyabilecek daha geniş parçaların aksine, bunlar kulak kanalına girerler. Bu tür kulaklıkları tercih edenler genellikle ses kalitesinin çok daha iyi olduğunu savunuyorlar.
Michael’s Critique Of Pragmatical Reason: III. The Limits of Our Language
If you are a parent, you may be familiar with the fact that there’s a big difference between telling your kid who is climbing dangerously on a high tree: “This is very dangerous! Careful, or you will fall down and break a leg”, and saying: “Wow, you are very high up, but if you are careful and watch where you are putting your hands and feet, I trust that you are going to do great. I am here watching you and can guide you if you need me. But I trust you to do just great your own.” (See: Steve Biddulph’s book “The Secret of Happy Children”)
3 Şirket Yasası
İlk defa Çek yazar Karel Capek tarafından R.U.R adlı romanında kullanılan Robot kelimesi Çekçede işçi, köle, serf anlamına gelen robota kelimesinden üretilmişti. Daha sonra çeşitli yazarlar tarafından da kullanılan robot kelimesi günümüzün biliminin vazgeçilmez alanlarından birini oluşturuyor.
Geçtiğimiz yüzyılın en önemli bilimkurgu yazarlarından olan Isaac Isamov ise “I Robot” isimli çeşitli küçük hikayelerden oluşan kitabında 3 Robot Yasasını oluştururken bunun neredeyse bütün bilimkurgu dünyasını etkisi altına alacak bir kurallar zinciri olabileceğini tahmin etmiyordu.
3 Robot yasası aslında basit olarak robotların uymaları gereken kurallar zinciri olarak görülebilir. 3 Robot yasası;
Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla sorumludur.
Bu kurallarla Asimov teoride robotların insanlara zarar vermesinin önüne geçilmeye çalışmış ama insan hayatı ile çelişmediği sürece de robotların varlığını korumasını sağlamıştır.
Aslında sıralama oldukça basittir: İnsanlara zarar verme, Emirlere itaat et, Kendini koru.
Peki artık sadece daha fazla kazanmanın yeterli olmadığı ve yeni değerlerin olmazsa olmazı haline geldiği şirketler dünyasına da bu 3 kuralı uygulayabilir miyiz? Sosyal sorumluluğun, hesap verebilirliğin, şeffaflığın ve adil rekabet gibi değerlerin önem kazandığı ve şirketlerin de bir nevi yaşayan ve düşünen organizma haline geldiği günümüz iş dünyasında 3 Robot Yasasını aşağıdaki gibi düşünebilir miyiz?
Bir şirket, topluma zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
Bir şirket, birinci kuralla çelişmediği sürece toplum için çalışmalıdır.
Bir şirket, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür.
Burada da yasanın sıralaması aslında basittir: Topluma zarar verme, Toplum için çalış , Kendini Koru.
Şirketler bu basit 3 kurala uyabilirlerse hem etik dışı davranışlardan kaçabilecek hem de itibarlarını yerle bir edebilecek büyük skandallardan da uzak duracaklardır.
Örnek vermek gerekirse Hindistan Bhopal’da meydana gelen 15 bin kişinin ölümüne ve on binlerce kişinin de sakat kalmasına ve kalıcı sağlık sorunları yaşamasına sebep olan Bhopal Faciasını verebilir.
Bilindiği gibi tarım ilacı üretilen fabrika Amerikan Union Carbide şirketine ait idi. Şirket denetim eksikliğini, şehrin fabrikaya çok yakın olmasının risk yarattığını ve fabrikanın güvenliğinde sorun olduğunun bilinmesine rağmen operasyona devam etmeyi tercih etti. Bunun sonucunda meydana gelen kaza yüzbinlerce insanın hayatını etkiledi. Şirket aslında Bhopal faciasında 3 Robot yasasının önceliklerini değiştirmişti ve şu hale getirmişti: Kendini koru, Toplum için Çalış ve Topluma zarar verme.
Şirket hem kendi varlığını korumaya çalışmıştı hem de toplum için iş ve yatırım sağlıyordu ama bunu birinci kuralı göz ardı ederek yapmıştı. Toplumun zarar görme riskini görmeden gelip seyirci kalmıştı. Bu da aslında en önemli kuralın ihlali yani insanların zarar görmesine sebep oldu.
Bunun yanı sıra etik kodları, davranış kodları, etik ve uyum politikaları ve prosedürleri birçok şirkette kitabına uygun olarak mükemmel olarak düzenlenmiş olabilir. Şirket içinde eğitimler ile de bu etik ve uyum konularının en azından kitaba uygun olarak üstüne gidiliyor olunabilir.
Yalnız bunların hepsi görünürde de olabilir. Şirket çok kazanmayı her türkü etik ilke ve değerin üstünde gören bir anlayışa göre konumlanmışsa ne olacaktır? Özellikle üst yönetimin sadece görünürde arkasında olduğu bir etik ve uyum programı varsa bunun etkileri ne olacaktır? Aynı şekilde şirkette etik kültürü yerleşmemişse ve etik dışı iş yapmak bir gelenek halini almışsa bu önlemlerin hiçbirinin manası kalmayacaktır.
Enron böyle bir durum için çok iyi bir örnek olarak verilebilir. Şirket hem kendi varlığını korumak hem de yöneticilerinin zenginleşmesi için topluma zarar vermeyi kabullenmiş ve ona göre de davranmıştı. Sayfalarca yazılmış etik kodu ve çeşitli etik ve uyum prosedürleri bilhassa üst yönetim tarafından ihlal edilmişti. Şirket etik kültürü yerine etik dışılığı kendilerine rehber edinmişti. Sonuç Enron’un tarihe karışarak yok olması olmuştu.
Şirketlerin dünya vatandaşı olarak topluma karşı sorumluluklarını hiç unutmadığı ve asla savsaklamadığı bir iş dünyasının paydaşları çok daha az zarar görürken çok daha fazla kazanacaklardır.
Ali Cem Gülmen, TEİD Araştırma Direktörü
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
İş Kadınlarına Müjde: 2234 Yılı Bizim Yılımız Olacak
İş dünyası her geçen gün değişip gelişerek kendini teknolojiye ve beraberinde gelen yeni koşullara adapte etmeye çalışıyor. Değer odaklı düşündüğümüzde ise adil rekabet, kurum kültürü, iş etiği gibi kavramları -büyük ölçüde uluslararası düzenlemelere borçlu olsak da- daha fazla duyuyoruz. Bu elbette olumlu bir gelişme ancak belki de herhangi bir zorlama olmadığı için atladığımız çok temel bir kavram var: kadın.
TEİD Kurumsal Üye Röportajları No:2
Varlıklarıyla derneğimize katkı sağlayan değerli kurumsal üyelerimizi daha yakından tanımak için sözü onlara bırakıyoruz! Gün + Partners Avukatlık Bürosu, Yönetici Avukatı, Sn. Filiz Toprak Esin ile ilk röportajımızı gerçekleştirdik. Katılımı için kendisine çok teşekkür ediyoruz.